İstanbul'un Bakırköy ilçesinde meydana gelen bir deprem, bölgede birçok binayı etkilerken, metruk bir yapının kısmen çökmeye neden olması, hem bölge halkını hem de yetkilileri alarma geçirdi. Bu olay, İstanbul'un depreme hazırlık durumunu yeniden gündeme getirirken, metruk binaların varlığı ve bunların riskli durumu üzerine de pek çok soru işaretini beraberinde getirdi.
Olay, hafta içerisinde henüz belirli bir saatte, İstanbul’un Bakırköy ilçesinde 4.5 büyüklüğündeki bir depremin ardından yaşandı. Depremin etkisiyle, ilçenin merkezine yakın bir noktada bulunan ve uzun süredir boş duran bir metruk bina, ilk önce çatlamalarla ardından ise büyük bir gürültü ile kısmen çökmeye başladı. Çöken kısımlar, çevredeki yolları ve yerleşim alanlarını tehdit ederken, olay anında çevrede bulunan vatandaşlar büyük panik yaşadı. Ancak, şans eseri, o an bina içinde kimsenin olmaması can kaybını önledi.
Bu talihsiz olay, sosyal medyada da hızla yayıldı ve birçok kullanıcı, metruk binaların tehlikelerine dikkat çekti. Bölgede yaşayanlar, deprem sonrası yapılan yıkım ve inşa çalışmalarının yetersiz olduğunu belirterek, yetkililerden acil önlemler alınmasını talep etti. Bakırköy’ün tarihi dokusu nedeniyle pek çok metruk yapı bulunsa da, bunların çoğu yeterli denetim ve bakım yapılmadığı için tehlike arz ediyor.
Deprem uzmanları, Bakırköy’deki metruk binaların durumu hakkında çeşitli açıklamalar yaptı. Uzmanlar, bu tür yapıların hem çevre hem de halk sağlığı açısından büyük risk taşıdığını belirtirken, bu tarz binaların deprem öncesinde yıkılması gereken yapılar arasında olduğunu ifade etti. Ayrıca, metruk binaların barınma, işyeri gibi sokak hayatını olumsuz etkileyen durumlarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladılar.
İstanbul'un tarihî ve kültürel yapısının korunması kadar, halkın can güvenliği için de bir dengenin kurulması gerektiğini savunan uzmanlar, devletin bu tür yapıların yıkımını hızlandırması gerektiğine dikkat çekti. Özellikle deprem riskinin her geçen gün arttığı İstanbul'da, güçlendirme ve yıkım süreçlerinin aksatılmadan yürütülmesi gerektiği konusunda hemfikirler. Bu tür olayların artmasının önlenmesi adına, yerel yönetimlerin daha aktif olması gerektiği ve halkın güvenliğinin her zaman önceliklendirilmesi gerektiği vurgusu yapıldı.
Sonuç olarak, Bakırköy’deki metruk bina olayının, kent genelindeki yapısal güvenlik sorunlarına bir uyarı niteliğinde olduğunu söylemek mümkün. Yerel halk ve yetkililer, metruk yapıların neden olduğu risklere karşı daha dikkatli olmaya ve gerekli adımları atmaya çağrılırken, olası depremlere karşı hazırlıkların da bir an önce gözden geçirilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Bu tür olayların yaşanmaması için, yapılacak olan denetimlerin artırılması ve metruk binaların en kısa sürede yıkılması, İstanbul'un geleceği açısından büyük önem taşıyor.