Karadeniz'in simgelerinden biri olan hamsi, bu yıl avcılarının yüzünü güldürmedi. Yerel balıkçılar, özellikle son aylarda hamsi avında beklenen verimi alamadıklarını ifade ediyor. Gemiler, avlanma sezonunun en yoğun olduğu günlerde bile hamsi bulmakta zorluk çekince erkenden paydos etmek zorunda kaldı. Bu durum, hem balıkçılık sektörü için ekonomik kayıplara neden oldu hem de hamsi tüketicilerini endişeye sevk etti.
Uzmanlar, bu yıl hamsi avındaki düşüşün birkaç farklı sebebi olduğuna dikkati çekiyor. Öncelikle, iklim değişikliği ve su kirliliği gibi çevresel faktörler deniz ekosistemini olumsuz etkileyerek hamsi popülasyonunu azaltmış olabilir. Karadeniz'deki sıcaklık dalgalanmaları, hamsinin üreme döngüsünü etkileyerek balıkçılıkta beklenen verimin düşmesine yol açıyor. Bunun yanı sıra, aşırı avlanma ve yasadışı balıkçılık faaliyetleri de hamsi stoklarının azalmasına neden olan faktörler arasında yer alıyor.
Balıkçılar, geçen yıl bu dönemde 300-400 ton hamsi avlayabilirken, bu yıl aynı dönemde bu rakamın 50-100 ton arasında kalması dikkat çekti. Bu durum, balıkçıların yalnızca ekonomik olarak değil, aynı zamanda moral açısından da sıkıntı yaşamasına yol açıyor. Hamsi avına çıkmayı bekleyen balıkçılar, "Bu kadar düşük bir verim beklemiyorduk. Sadece hamsi değil, diğer balık türlerinde de benzer sorunlar var" diyerek şikayetlerini dile getiriyor.
Hamsi, Türkiye'nin önemli besin kaynaklarından biri durumunda. Hamsiyle yapılan yemekler, özellikle kış aylarında sofraların vazgeçilmezleri arasında yer alırken, bu yılki hamsi krizi tüketicilerin bütçesini sarsacaktır. Hamsi fiyatları hızla yükselmeye başladı; bu da tüketicinin alım gücünü olumsuz etkiliyor. Balıkçıların haklı kaygıları ile birlikte, tüketiciler de ne yapacaklarını kara kara düşünüyor.
Marketlerde ve balıkçı tezgahlarında hamsinin fiyatı geçen yıla oranla yüzde yetmiş oranında artış gösterdi. Bu durum, hamsi gibi uygun fiyatlı bir protein kaynağını tüketmek isteyen yüzbinlerce insanı endişelendirmeye başladı. “Takvimler 2023’ü gösteriyor ama hala hamsi bulmakta zorlanıyoruz. Eğer böyle giderse hamsi köftesi ve hamsi tava gibi geleneksel yemekleri unutacağız” diyen vatandaşlar, mevcut hamsi fiyatlarının el yakması sebebiyle alternatif besin kaynaklarına yönelmek zorunda kaldığını belirtiyor.
Birçok balıkçılık derneği, durumu hükümete ileterek hamsi stoklarının korunmasına yönelik acil önlemler alınmasını talep etti. Yasa dışı avcılıkla mücadele ve biyolojik çeşitliliği koruma konularında daha ciddi adımlar atılması gerektiği vurgulanıyor. Bu durum, ekosistemin dengesi, sağlıklı bir hamsi popülasyonu ve Türk mutfağının da sürekliliği için kritik bir öneme sahip.
Sonuç olarak, hamsi krizinin ardında yatan faktörler çok çeşitli ve karmaşık. Ancak, bu kriz neticesinde hem balıkçılar hem de tüketiciler üzerinde uzun vadeli etkiler bırakacağı kesin. Geçmişte olduğu gibi, bu yıl da hamsinin Karadeniz'deki yolculuğu merakla izlenecek ve çözüm önerileri tartışılacaktır. Sonuç olarak, hem ekosistemin hem de balıkçılıkla geçinen insanların korunması için acilen harekete geçilmesi şart. Balıkçılar, denizlerin ve biyoçeşitliliğin korunmasının hem kendileri hem de toplum için hayati önem taşıdığını unutmamalıdır.